Menatetrenonkemik ve kalp-damar sağlığıyla ilgilenenlerin giderek daha fazla ilgisini çekiyor. Doğal bir soru ortaya çıkıyor: Gerekli menatetrenonu günlük beslenme yoluyla alabilir miyiz? Bu, takviye ihtiyacını doğrudan etkiler ve bu nedenle daha fazla araştırmayı garanti eder.
Menatetrenon öncelikle bazı fermente gıdalarda bulunur. En göze çarpan ve yüksek içerikli kaynak, natto bakterisi ile fermente edilmiş soya fasulyesinden yapılan geleneksel bir Japon yemeği olan natto'dur. Natto'nun küçük bir kısmı bile önemli miktarda menatetrenon içerebilir. Belirli peynir türlerinde, hayvan karaciğerinde, yumurta sarısında ve tavuk butları ve göğüsleri gibi bazı hayvan kaynaklı gıdalarda da az miktarda menatetrenon bulunur. Bununla birlikte, Doğu Asya'nın bazı bölgelerinde yaygın bir gıda olan natto haricinde, diğer gıdalardaki menatetrenon seviyeleri genellikle nispeten düşüktür. Ayrıca bu gıdalar, çeşitlilik veya alım açısından ortalama bir kişinin günlük diyetinde tutarlı ve bol miktarda bulunmayabilir.
Modern beslenme alışkanlıkları ve bölgesel farklılıklar, yeterli beslenmeyi sağlıyormenatetrenondiyet alımı zorlu yoluyla. Birincisi, natto'nun kendine özgü tadı ve yapışkan dokusu, onu Doğu Asya dışındaki birçok insanın, özellikle de Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri'ndekilerin beslenmesinin süt ürünü olmayan bir parçası haline getiriyor ve bu da onu daha az erişilebilir hale getiriyor. İkincisi, Doğu Asya'da bile modern yaşamın hızlı temposu herkesin günlük olarak natto tüketmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, natto alımı için karaciğere, yumurta sarısına veya belirli peynirlere güvenmek, kolesterol alımı, kalori kontrolü veya diyet tercihleriyle ilgili kısıtlamalara tabidir. Yaygın etler, sebzeler, meyveler ve tahıllar çok az menatetrenon içerir veya hiç içermez. Bu, düzenli olarak natto tüketmeyen çoğu insan için, yalnızca düzenli bir diyetle etkili bir günlük menatetrenon dozu elde etmenin zor olduğu anlamına gelir.
Araştırma şunu gösterdimenatetrenonOsteokalsin ve matriks Gla proteininin aktive edilmesinde anahtar rol oynar. Birincisi, kemiklerde kalsiyum birikimini teşvik ederek kemik yoğunluğunu arttırırken ikincisi, kan damarı duvarları gibi yumuşak dokularda anormal kalsiyum birikimini engeller. Bu fizyolojik etkileri elde etmek için gereken miktar göz ardı edilemez. Bununla birlikte, genel nüfus üzerinde yapılan kapsamlı beslenme araştırmaları, birçok insanın toplam K2 vitamini alımının, beslenme uzmanlarının optimal kemik ve kardiyovasküler destek için tavsiye ettiği aralığın altında kaldığını ortaya koymaktadır. Menatetrenon'un (MK-4) yeterli miktarda alınması, düzenli beslenme düzenleri yoluyla özellikle zordur.
Menatetrenon gereksinimleri orta yaşlı ve yaşlı bireylerde, menopoz sonrası kadınlarda, osteoporoz riski altında olanlarda ve kardiyovasküler hastalık riski yüksek olanlarda genellikle daha yüksektir. Bunun nedeni, yaşlanmayla birlikte kemik kaybının hızlanması, damar sağlığını koruma zorluklarının artması ve vücudun besinleri emme ve kullanma yeteneğinin de azalabilmesidir. Sağlığı desteklemek için daha yüksek dozda K2 vitaminine ihtiyaç duyan bu bireyler için, artan fizyolojik ihtiyaçlarını yalnızca günlük beslenmedeki sınırlı kaynaklarla karşılamak neredeyse imkansızdır.
Özel Nüfus İhtiyaçları | Sebep |
---|---|
Orta Yaşlı Yaşlı | Hızlanan kemik kaybı besin emilimini azalttı |
Menopoz Sonrası Kadınlar | Artan osteoporoz riski |
Kardiyovasküler Risk | Daha yüksek damar sağlığı talepleri |